2007 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
2007 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

14 Nisan 2010 Çarşamba

Rusya Federasyonu, 2007 Bolum3, St. Petersburg

Üstüste 2. gece yine trendeydik, bu sefer Moskova'dan St. Petersburg'a gidiyorduk. Gece 10'da bindik trene ve Nati, vatandaşları ile sohbet ederken ben de uyumaya başladım.
Sabah 6 gibi indik ve Italya tatilini beraber yaptığımız Umit, bizim Rusya gezimizde St. Petersburg'da yaşıyordu ve bizi karşıladı.
Önce Ümit'in evine gidip biraz kestirdik ve şehir turumuza başladık.
Bizim deli dediğimiz ama tüm dünyanın "great" dediği Petr, zamanında Rusya'ya avrupai bir şehir inşa etmeye karar vermiş ve uzun yıllar Avrupa'da yaşayıp, zamanının mimarisini, teknolojisini Rusya'ya getirmiş. Gerçekten de St. Petersburg'da Almanya, Hollanda, Italya mimarisine benzeyen bir çok yapı var.
Sadece mimariyi değil, bilhassa Almanya'dan insan da getirmiş, eşimin büyük büyük babası da bu zamanda St. Petersburg'a gelenler arasında.
Mimariye bir örnek aşağıda mesela.
Sadece kiliseler değil normal evlerden bile tarih ve sanat fışkırıyor. Bu bina bir kitabevi mesela.
Neva nehrinin küçük kolları şehri sarıyor ve şehre çok güzel bir görünüm kazandırıyor. Yolumuzda Kan Kilisesi vardı.
Bu güzel kilisenin keyfini çıkarıp Louvre'dan sonra dünyanın en büyük 2. müzesine, Hermitage'a doğru ilerledik.
Müze, başlı başına bir gün gerektirdiğinden içeri girmedik. Maalesef yapamadığımız o kadar çok şey kaldı ki, bir daha Petersburg'a gelmek için mazaret oldu. Gerçi eşim ailesi ile bir defa daha Petersburg'a giderek yapamadıklarımızın hepsini yaptı :)
Eşimin yaptığı gezinin fotoğraflarını da bir sonraki postta paylaşacağım.

Hermitage'ın içinde bulunduğu meydan uçsuz bucaksız, şehrin merkezinde bu kadar büyük alanlar olmasına şaşırarak ilerledik.
Yolumuzun üzerindeki her yer ilgi çekiciydi, tiyatro, opera binası, nehrin kolları, deniz fenerleri, ana nehir olan Neva üzerindeki gemiler, küçük bir yarımada, yürüyerek gidebileceğimiz her yere gittik.



Son fotograftaki park, yeni evlenenlerin uğrak yeri, nehrin kıyısında.


Turumuzun sonuna doğru küçük yarımada'yı gezip metro ile eve döndük.

 

Eve dönerken markete uğrayıp hazır pelmeni aldık. Pelmeni, bizim mantının büyüğü, içinde kıyma var ama daha büyük olduğu için kıyma hissediliyor :) Kıyma yerine kayısı, vişne gibi meyveler de konulup tatlı olarak ta yenilebiliyor. Tabi ki ister yemek ister tatlı olsun üzerine ekşi krema (sour cream) koyuyorlar.
Netten bulduğum bir pelmeni fotoğrafını da eklemek istiyorum.


Akşam güzelce uyuyp ertesi sabah, servis ile Petersburg havaalanına gittik, otobüs içindeyken Lenin heykelini fotoğrafladık. 

Moskova aktarmalı uçağımız ile İstanbul'a döndüğümüzde çok güzel bir haftayı geride bırakmıştık.

9 Nisan 2010 Cuma

Rusya Federasyonu, 2007 Bolum2, Moskova

Togliatti günlerimizden sonra sıra Moskova'ya gelmişti ama bunun için 19 saatlik tren yolculuğu yapmalıydık.
Öğlen 2 de bindik trenimize ve yataklı kompartımanımızda yerimizi aldık, ikimizin de yatağı üst katta olmasına rağmen diğer arkadaşlarla konuşarak birini değiştirdik. 19 saat boyunca uçsuz bucaksız Rusya topraklarına bakıp, sohbet ederek zaman geçirdik. Trende çay - kahve - hazır çorba yapmak için sıcak su var ve yanımıza aldığımız nevaleler eşliğinde bu imkandan faydalandık. Şekerli patlamış mısırım da yanımdaydı.
Belli bir süre sonra sıkıldık ve sanırım 8-9 gibi uyuklamaya başladım.
21 Nisan 2007 sabah 9 da Moskova'ya indiğimizde kar yağıyordu. Nisan sonu kar görmekte varmış diyip eşimin kuzeni Sasha ve eşi Katya ile buluştuk ve muhteşem Moskova metrosuna atlayıp Kızıl Meydana geldik.

Ana girişin önünde Moskova'nın merkez noktasında dilek diledik ve Kızıl Meydana girdik. Parlamento binası, Lenin'in mezarı, şeker gibi, Moskova denince akla gelen ilk yapı olan St. Basil Katedrali fotolarımızı çekerek yine metro ile yolumuza devam ettik.
Moskova metrosu kat kat, dairesel bir hat var ve bu hat üzerindeki 13 duraktan bir alt kat veya üst kata çıktığınızda dikey olarak giden çeşitli hatlar var. Bu dairesel hattı güneş ve dikey hatları güneş ışınları gibi düşünün, bu şekilde şehrin bir çok noktasına ulaşım mümkün.
Tam anlatamadığımın farkındayım :) bu resimden daha güzel anlaşılacak sanırım.

İnsanlar, cumartesi günü olmasına rağmen hızlı hızlı yürüyorlardı, herkes bu şekilde, hatta yürüyen merdiven bile yürümüyor resmen koşuyordu.
Her metro durağında heykeller, resimler var. Adını hatırlayamadığım bir duraktaki kurt sembolü şans getiriyormuş. Kurtun burnunu severek yine başka bir dilek diledik :)


Bir başka kiliseye geldik.

Hava çok soğuk olduğundan hızlı hızlı ilerliyorduk. Sırada Poklonnaya Gora vardı.
Uzun bir meydan ama hava o kadar esiyordu ki, yanına gidemeden geriye döndük :)
Hemen arkamızda bulunan büfeden birer sosisli sandviç yedik ve Moskova giriş kapısını fotoğraflayıp, metro ile kuzen Sasha'nı evine gittik.
Moskova çok pahalı bir şehir, Sasha ve eşinin oturduğu ev tek odalı, banyo ve mutfak var, kirası 500 Dolardan fazlaydı.
Duşumuzu alıp güzelce birşeyler yedik.
Bir gün önceki tren yolculuğu, havanın soğukluğu, eve gelip ısınmak ve duş almak, üzerine birşeyler yiyip içki içmek sonucu tahmin ettiğiniz gibi uyuduk :)
Moskovada toplam 13 saatimiz vardı, havanın soğuk olmasından dolayı yeterli gezemedik ve nehir kıyısına inemedik ama yine de gayet keyifliydi.
Akşam 10 da tekrar tren istasyonuna gelip St. Petersburg'a gideceğimiz trene bindik.
İstasyon önünde bir şehir fotoğrafı çekip trenimize bindik.

7 Nisan 2010 Çarşamba

Rusya Federasyonu, 2007 Bolum1, Togliatti

Evliliğimizin 6. ayı bittiğinde eşimle beraber, memleketi olan Rusya  gezisi yapmaya karar verdik ve 23 Nisan'ın olduğu hafta Moskova aktarmalı eşimin ailesinin yaşadığı şehir olan Togliatti (Tolyatti) ye geldik.
Rusya'ya ilk girişim olduğundan, pasaporta giriş damgası vuracak polis beni bekletti ve pasaportum, içerdeki polis odasına gitti. Aynı anda daha önce defalarca giriş yapmış olan bir Türk arkadaşın pasaportunda bir yırtık vardı ve polis ingilizce bildiğimi öğrenince beni tercüman olarak kullandı. Tercümemi yaptıktan sonra "ilk defa mı Rusya'ya geliyorsun?" sorusuna "evet" cevabını verdim ve giriş damgasını aldım.
Togliatti'ye yapacağımız aktarma çok kısıtlı bir zamandaydı ve diğer havaalanı için servise binmemiz gerekliydi. Aslında taksi de vardı ama fiyat olarak 100 dolar dediler. Ben telaşlı Türk olarak "verelim ya, geç kalmayalım uçağımıza" dedim ama sakin eşim, servis gelir dedi ve 2 dakika içinde servis geldi.
100 dolar istenen mesafe ise havaalanının bir tarafından diğer tarafınaymış, bu fahiş fiyat karşısında şok olduk ve iyiki vermemişiz.
Moskovadan 1000 km. güneydoğuda olan Togliatti şehri, Lada fabrikasının kurulmasından sonra büyüyen ve şu anda 800bin kişinin yaşadığı ve bu 800bin kişinin en az %60sının bir şekilde fabrika ile bağlantısı olduğu bir şehir. Örneğin eşimin ailesinde, babası - amcası - amcasının oğlu halen burda çalışıyor, dedesi burdan emekli olmuş. Yalnız son krizde çok etkilendi fabrika ve çalışanlar ve dolayısıyla tüm şehir zor günler geçirdi, umarım bundan sonrası iyi olur.
Şehir Volga nehri kıyısında ve Samarskaya bölgesinde, Samara'dan sonra 2. büyük şehir. Rusya yüzölçümünü göz önüne aldığımızda Ufa ve Kazan'a yakın diyebiliriz.

Eşimin çoğu akrabasıyla ilk defa tanışacak olmamdan dolayı her gün farklı bir yere davetliydik aslında benim için mükemmeldi, her yerde farklı ve güzel yemekler yiyorduk. Aşağıda eşimin anne ve baba tarafı resimlerini göreceksiniz.


Tabi ki fırsat buldukça Togliatti'yi gezdik. Çok büyük bir savaş ve uzay müzesi vardı.

Üstteki son resimde görülen şey, ayda yürüyen Rus yapımı bir cihaz.

Eşimin dedesinin şehir dışında bir evi var, her ay aldığı emekli maaşıyla kendisi birşeyler yapıyor, evin arkası bahçe, meyve ve çiçekler var, arka tarafı orman, bahçede mangal bile yaptık :)
Tabi ki Volga kıyısına da gittik, şehir merkezindeki büyük parkta dolaştık ayrıca şehrin en büyük, altın kaplı kilisesini ziyaret ettik.

Nisan sonu olmasına rağmen hava 9-11 dereceydi, normalin üstüymüş, ben de deri ceketimle üşümedim.
Şehirde eski evler büyük askeri tarzda. Ortasında park ve oyun alanı bulunan bu evler 7-10 katlı ve yaklaşık 14-15 ana giriş kapısı olan, toplamda 2000 kişinin yaşadığı alanlar, beni en çok şaşırtan şey ise, tüm şehrin sıcak suyunun belirli merkezlerden gelmesi, kalorifer ve sıcak su merkezi sistem yani ama tüm şehri kapsayan bir merkezilik söz konusu :)
Yarın 13 saatlik Moskova macerası ile devam edicez