Bella Napoli diyorlardi, Napoliyi gorup italyanca bilmeyen, bellanin anlamini "pis" zannedebilir, "bella"ligi gormek icin biraz zaman gerekli.
Napoli ikiye ayrilir, asagi Napoli yukari Napoli, deniz seviyesinde olan kısım yani asagi Napoli, eski sehir ve genelde yurtdisinda dar sokaklar sehre guzellik katarken, Napolide ayni dar sokaklar sehre korku katiyor. Haritada belirledigim "ana yol"u gorunce kendimizi Tarlabasinda zannettik. gunes gormeyen evler, Napolideki hirsizlik-kapkactan dolayi uzerimize uzerimize geldi.
Napoliye gelirken kendimizi saglama almistik, fotograf makinemizi getirmemis, pasaport-kredi karti ve nakit paramizi, askerlik cuzdanimin icinde, boynumda tasidim ama biraz abarttigimi dusunuyorum. bircok turistte SLR kamera vardi, yine de kendimizi saglama aldik.
Su anda nerdeyse hicbirsey hatirlamadigim Italyanca kursuna giderken, hocamiz, Napolide arabalara kasko yapmiyorlar, her arabada bir cizik-vuruk gorursunuz dediginde "her" lafinin abartili oldugundan emindim ta ki Napolide yuruyene kadar. Gercekten her arabada, %100, ya bir cizik, ya bir vuruk, ya kirik cam, illaki bir sorun vardi.
Napoliye guney Italyadan, Reggio di Calabriadan, trenle 29€ ya geldik ve tren istasyonun yakinindaki Mercure otelde 54€ ya kaldik. ucuzdu fakat cevre hic tekin gozukmuyordu.
Once 100 yildan beri pizza yapan De Micheleyi bulup ogle yemegimizi yedik. Önünde cok sira vardi ve bunun oturma sirasi oldugunu ogrenince rahatladim, take away diyerek fırın önünde yerimi aldım. Pizzeria, 2 çeşit pizza üretiyor, margherita (domates sos - mozarella) ve marinara (domates sos-kekik-sarimsak) Italyada DOP standartı var, Italyada üretilen bir ürünün en iyi orada üretildiğini gösteren bu standart pizza için Napoliye verilmiş ve margherita pizza Napolide bulunan bir çeşit.
Italya'da bir çok defa bulunduk ve pizza yedik ama böylesini yememiştim, kutu içinde pek şık gözükmüyor ama tadını nasıl tarif edeceğim bilemiyorum. Bir kere hamuru farklıydı, domates sos ve mozarella zaten mükemmeldi. Bunun üzerine herhalde 1-2 ay pizza yemem diye düşünüyorum :)
Pizzeria De Michelenin önünden sağlı sollu kiliselerin olduğu, benim ana cadde sandığım ama 4 kişinin yanyana yürüyebildiği yollardan, ilerledik. Duomo sokağı genişti çok şükür ve biraz rahatladık.
Hedefimizde sahil kenarındaki Castle Nuovo'ya gelmekti. Diğer kiliseleri, hediyelik eşya satanları geçtik.
ve "yeni kale" ye geldik.
Hendeği olsun, surları olsun kendimizi ortaçağda hissettik. Finüküler ile yukarıya çıkmadan önce, Milanodaki Vitoria Emanuel galerisinin bir benzerini gördük.
Buradan yukarı Napoli'ye gidecek olan toplam 4 durağı olan finükülere binip, yukarıya geldik. ilk durağımız şehri tepeden gören bir başka kale Castle Sant'Elmo ydu.
Çok yukarda gözüküyordu girmesek mi diye düşünürken görevli italyan amca "free, free" diye bağırdı, elimdeki poşeti girişe bırakabileceğimi söyledi ve kendimizi kalenin dik yokuşunda bulduk ama iyiki gelmişiz çünkü Napoli'nin yemekleri haricinde en güzel yeri burasıydı.
Aşağıda Napoli kenti, önümüzde Amalfi sahili, ileride Vezüv yanardağı ile manzaramız 360 derece ve muhteşemdi. Kendimize LP den hedeflediğimiz restaurantı ararken birdenbire farklı bir ortamda kendimizi bulduk. Sanki Pariste yürüyorduk, sokak müzisyenleri, eğlenceler, aşağıdan daha modern insanlar ile kafamda 2 farklı Napoli imajı oluşturan yerdeydik. ViaScarletti bu yüzden gezilebilecek bir sokak olarak aklımızda kaldı.
Aradığımız restaurantı bulduk ama içerde bir telaş vardı, sanırım bir organizasyon için hazırlık yapıyorlardı, açıkmısınız dedim, anlamadığım bir cevap aldım ve giremedik. o an için üzülmüştük ve otel çevresinde yemeye karar vermiştik ki "Gorizia dal 1916" yazısını görene kadar. 1916 dan beri açık olan bir restaurant kötü olmaz diye düşündük ve girdik, iyi ki de gelmişiz, Scarletti caddesinden sağa, finükülere yürürken sağda yer alan bu restaurantta bir deniz mahsullü risott, bir de gnochhi söyledik. yine domates soslu ve mozarellalı olan gnochhi bu kadar mı güzel olur, deniz mahsullü risotta da ayrı bir güzellikti.
Sırf yemekler için Napoli'ye tekrar gelinebilir.
Napoli insanı belki güney insanı biraz daha farklı kuzeyden, Napoli daha Türkiye gibi, yerlere tükürenler, çöplerin toplanmaması, kız arkadaşına tren beklerken, "tutmasaydım düşüyordun" şakası yapanlar ve bu şakaya gülenler var.
Eğer tekrar gelirsem bu sefer Pompeiye ve Capri adasına da giderim.
17 Mayıs 2012 Perşembe
26 Mart 2012 Pazartesi
Dubai, Haziran 2010 - Mart 2012
yazının sonunda 2012 Mart ayındaki gezi sonrası yaptıklarımı ekledim.
Antalya'ya ucak veya otobus ile ulaşanlar bilirler, dışarı çıkıldığında üzerinize gelen sıcak bir hava dalgası vardır, gece 3 te indiğim Dubai de dışarı çıkınca daha sıcak bir dalga ile karşılaştım.
İş seyahati olması dolayısıyla Emirates firmasından bilet almıştım ve gerçekten farkını belli etti.
Her ne kadar 1 saat rötar yapsa da, verilen fiş ile, ucretsiz sandviç ve icecek aldım.Ucakta herkesin önündeki TV ekranında 400 kanal vardı, güncel filmler, TV showları, bilgisayar oyunları, uçak dışı kameraları gibi. tabi bu yüzden uçakta uyuyamadım :) verilen yemeklerde gayet güzeldi.
Dubai'ye gideceklerebir not, uçak firmaları vize işini hallediyor, Emirates 3 günde, THY 1 haftada e-vize yi sağlıyorlar.
Gece 3 te inip taksiye atladım ve yakındaki otelime geldim. Hemen uyuyup ertesi gün ofise gittim.
İlk dikkatimi çeken şey, otobüs duraklarının kapalı ve klimalı olmasıydı.
Hava 43 dereceydi ve Agustosta 55 derece oluyormuş. Dubai'de, sıcaktan dolayı arabasız gezmek çok zor ayrıca yollar geniş ve gezilecek yerler arasında mesafe var.
Dubai'de yaşayanların hayatı ev-iş-araba ve alışveriş merkezi arasında geçiyor. İlk gün sonu ofis arkadaşlarım beni Festival City adlı alışveriş merkezi götürdüler. Burası İstanbul Cevahirden bile büyüktü sanki ama sonradan öğrendim ki burası küçükmüş :)
Ofis arkadaşlarım Hintli ve Sri Lankalı olduğundan ilk gün Hint yemeği yedik. Öğlen yediğim Arap yemeklerinden daha az baharatlıydı ve Hint yemeklerini sevdim.
Ertesi gün iş çıkışı Burj Khalife adlı dünyanın en uzun binasına gittik ama öncesinde Al Ain Center adlı Doğubank benzeri teknoloji ürünler satan dükkanlardan oluşan binadaydık. Fiyatlar beklediğimden pahalıydı, Türkiye ile karşılaştırdığımda 150 liralık ürünlerde 10-20 lira arası ucuzluk vardı diyebilirim,
Al Ain Centerdan çıkıp Dubai Mall adlı devasa alışveriş merkezine geldik.
Alışveriş merkezinin önündeki açık parkındaki havuzda sanırım saat başı olan su şovu vardı, müzik eşliğinde fıskiye şovu seyredip Burj Khalifeyi fotoğraflamaya çalıştım ama çok başarılı olmadı.
Bu kalabalık sadece şovu izlemek için dışardaydı ve çov sonrası herkes alışveriş merkezine girdi :)
Ertesi gün Dubai'deki son gecemdi ve ofis arkadaşlarım benim Çöl Safarisi yapmamı önerdiler ve ben de onları kıramadım :)
4x4 Toyota Land Cruiserin ön koltuğunu kaptım ve arkadaki Hintli aile ile Pakistanlı şöförümüz ile tura başladık.
Midesi benim gibi hassas olanlar çok üzülmesinler, tur yaklaşık 20-25 dakika sürüyor ve bir mola verilip güneşten turuncuya dönmüş çöl kumlarına dokunma şansı elde edebiliyorsunuz. Tur sonunda yine çöl içinde bir tesise geldik, eğlence ve açık büfe yemek dahildi. bu arada turun fiyatı otelden alınıp otele bırakılma dahil 35€ civarı.
Erkek dansçı renkli eteği ile döne döne dansını yaptı ve peşinden yemeğimizi aldık.
Arap yemeklerini çok baharatlı buldum, pilav içine tane tarçın ve karanfil koyuyorlar, tavuk güzeldi ama sebze yemekleri yine baharatlıydı. Tabağımı bitirdim tabi ama çok beğenmedim diyebilirim.
Ertesi gün, 14:30 uçağıma binmeden önce şehri gezmeyi düşünmüştüm ama ofiste işler bitmedi ve ofisten direk havaalanına gittim.
Yine Emirates ile güzel ve bu sefer rötarsız bir yolculuk sonrası Istanbul'a geldim.
Tam anlayamadim Dubai'yi, bir dahaki sefer tatil amaçlı gelip Dubai müzesini, aquaparkı, kayak merkezini, çevredeki diğer emirlikleri gezmek istiyorum.
Bu arada bir de bilgi vereyim, Birleşik Arap Emirlikleri, 7 emirliğin birleşmesinden oluşan bir ülke ve bu 7 emirlik şöyle: Abu Dhabi, Dubai, Sharjah, Ajman, Umm al-Quwain, Ras al-Khaimah ve Fujairah
Dubai'ye ikinci gidişim yine bir iş seyahatiydi, bu defa daha fazla gezerek ve daha fazla aktiviteye katılarak, Dubai hakkında daha fazla fikir edinmeye çalıştım. 1950lerde 20bin olan Dubai nufusu, sadece çöl ticareti-balıkçılık ve inci çıkarmaya dayalı fakir bir hayatı varken, petrol sayesinde, şu anda 2buçuk milyona dayanmış. Otellerde alkol bulunabilen, Avrupadaki gibi rahat giyinilebilen bir Islam ülkesinin modern emirliği. Dubai'de birçok şey son 20 yılda yapıldığından bir sunilik hissediliyor. Benim en beğendiğim yer Dubai müzesiydi mesela, eski zamanın, çöl hayatının nasıl olduğunu, video ve balmumu heykeller ile çok iyi anlatmışlar, sadece 3 dirhem (yaklaşık 1,5 TL) giriş ücretini kat kat hakeden bir yer
Old Town a yakın olduğu içinde aynı gün gezilip görülebilir. Muzeden eski şehire yürürken altın dükkanlarına uğrayıp fiyat alabilirsiniz ama tavsiyem bir tanıdığınız ile buralara gitmek, yabancı olduğunuzu anlayınca Kapalışarçı esnafı gibi yüksek fiyat verebiliyorlar.
Eski Şehir ise küçük Eminönü gibi
Dubai metrosu çok kullanışlı ve 2 zone fiyatı 3 lira gibi, daha uzun kalacaklar Istanbul karta benzer bir kart alabilirler sanırım, biz 2 defa turist kartı kullandık.
Dubai de, kısaca JBR denilen Jumeriah Beach Residence is genellikle yabancıların yaşadığı, bir tarafı deniz diğer tarafı güzel restaurantların olduğu yürümesi keyifli bir sahil şeridi, hemen arkasındaki Dubai Marina da bu arada gezilebilir.
Daha önce çıkamadığım 829 metrelik dünyanın en yüksek binası Burj Khalifa nin seyir terasına bu sefer bilet alıp çıktım. eğer o anda girmek isterseniz 400 AED (yaklaşık 200 TL) istiyorlar, aman dikkatli olun, önceden planınızı yapıp şu siteden 100 + 5 toplam 105 AED ye biletinizi alın.
önceden almanız önemli çunkü yer kalmayabiliyor.
Bir hatırlatma da Burj Khalifa nin "at the top" girişi için, eğer metro ile gideceksiniz, metrodan sonra yaklaşık 15 dakikalık yürüyüş yapmanız gerektiğini unutmayın, hatta Dubai Mall adlı dünyanın en büyük (Dubai de sık sık duyulan dünyanın en .... cümlelerinden birisi) alışveriş merkezinin alt katından girmeniz gerekiyor, en yukarıya değil, 124. kata çıkarıyorlar.
Dubai'de taksi kullanabilirsiniz, fiyatlar çok uygun. uzun süre Dubaide kalıp Türk yemeği yemek isteyenlere ise Healtcare city deki Istanbul Flower'ı öneririm, lahmacunu kesin deneyin.
Antalya'ya ucak veya otobus ile ulaşanlar bilirler, dışarı çıkıldığında üzerinize gelen sıcak bir hava dalgası vardır, gece 3 te indiğim Dubai de dışarı çıkınca daha sıcak bir dalga ile karşılaştım.
İş seyahati olması dolayısıyla Emirates firmasından bilet almıştım ve gerçekten farkını belli etti.
Her ne kadar 1 saat rötar yapsa da, verilen fiş ile, ucretsiz sandviç ve icecek aldım.Ucakta herkesin önündeki TV ekranında 400 kanal vardı, güncel filmler, TV showları, bilgisayar oyunları, uçak dışı kameraları gibi. tabi bu yüzden uçakta uyuyamadım :) verilen yemeklerde gayet güzeldi.
Dubai'ye gideceklerebir not, uçak firmaları vize işini hallediyor, Emirates 3 günde, THY 1 haftada e-vize yi sağlıyorlar.
Gece 3 te inip taksiye atladım ve yakındaki otelime geldim. Hemen uyuyup ertesi gün ofise gittim.
İlk dikkatimi çeken şey, otobüs duraklarının kapalı ve klimalı olmasıydı.
Hava 43 dereceydi ve Agustosta 55 derece oluyormuş. Dubai'de, sıcaktan dolayı arabasız gezmek çok zor ayrıca yollar geniş ve gezilecek yerler arasında mesafe var.
Dubai'de yaşayanların hayatı ev-iş-araba ve alışveriş merkezi arasında geçiyor. İlk gün sonu ofis arkadaşlarım beni Festival City adlı alışveriş merkezi götürdüler. Burası İstanbul Cevahirden bile büyüktü sanki ama sonradan öğrendim ki burası küçükmüş :)
Ofis arkadaşlarım Hintli ve Sri Lankalı olduğundan ilk gün Hint yemeği yedik. Öğlen yediğim Arap yemeklerinden daha az baharatlıydı ve Hint yemeklerini sevdim.
Ertesi gün iş çıkışı Burj Khalife adlı dünyanın en uzun binasına gittik ama öncesinde Al Ain Center adlı Doğubank benzeri teknoloji ürünler satan dükkanlardan oluşan binadaydık. Fiyatlar beklediğimden pahalıydı, Türkiye ile karşılaştırdığımda 150 liralık ürünlerde 10-20 lira arası ucuzluk vardı diyebilirim,
Al Ain Centerdan çıkıp Dubai Mall adlı devasa alışveriş merkezine geldik.
Alışveriş merkezinin önündeki açık parkındaki havuzda sanırım saat başı olan su şovu vardı, müzik eşliğinde fıskiye şovu seyredip Burj Khalifeyi fotoğraflamaya çalıştım ama çok başarılı olmadı.
Bu kalabalık sadece şovu izlemek için dışardaydı ve çov sonrası herkes alışveriş merkezine girdi :)
Ertesi gün Dubai'deki son gecemdi ve ofis arkadaşlarım benim Çöl Safarisi yapmamı önerdiler ve ben de onları kıramadım :)
4x4 Toyota Land Cruiserin ön koltuğunu kaptım ve arkadaki Hintli aile ile Pakistanlı şöförümüz ile tura başladık.
Midesi benim gibi hassas olanlar çok üzülmesinler, tur yaklaşık 20-25 dakika sürüyor ve bir mola verilip güneşten turuncuya dönmüş çöl kumlarına dokunma şansı elde edebiliyorsunuz. Tur sonunda yine çöl içinde bir tesise geldik, eğlence ve açık büfe yemek dahildi. bu arada turun fiyatı otelden alınıp otele bırakılma dahil 35€ civarı.
Erkek dansçı renkli eteği ile döne döne dansını yaptı ve peşinden yemeğimizi aldık.
Arap yemeklerini çok baharatlı buldum, pilav içine tane tarçın ve karanfil koyuyorlar, tavuk güzeldi ama sebze yemekleri yine baharatlıydı. Tabağımı bitirdim tabi ama çok beğenmedim diyebilirim.
Ertesi gün, 14:30 uçağıma binmeden önce şehri gezmeyi düşünmüştüm ama ofiste işler bitmedi ve ofisten direk havaalanına gittim.
Yine Emirates ile güzel ve bu sefer rötarsız bir yolculuk sonrası Istanbul'a geldim.
Tam anlayamadim Dubai'yi, bir dahaki sefer tatil amaçlı gelip Dubai müzesini, aquaparkı, kayak merkezini, çevredeki diğer emirlikleri gezmek istiyorum.
Bu arada bir de bilgi vereyim, Birleşik Arap Emirlikleri, 7 emirliğin birleşmesinden oluşan bir ülke ve bu 7 emirlik şöyle: Abu Dhabi, Dubai, Sharjah, Ajman, Umm al-Quwain, Ras al-Khaimah ve Fujairah
Dubai'ye ikinci gidişim yine bir iş seyahatiydi, bu defa daha fazla gezerek ve daha fazla aktiviteye katılarak, Dubai hakkında daha fazla fikir edinmeye çalıştım. 1950lerde 20bin olan Dubai nufusu, sadece çöl ticareti-balıkçılık ve inci çıkarmaya dayalı fakir bir hayatı varken, petrol sayesinde, şu anda 2buçuk milyona dayanmış. Otellerde alkol bulunabilen, Avrupadaki gibi rahat giyinilebilen bir Islam ülkesinin modern emirliği. Dubai'de birçok şey son 20 yılda yapıldığından bir sunilik hissediliyor. Benim en beğendiğim yer Dubai müzesiydi mesela, eski zamanın, çöl hayatının nasıl olduğunu, video ve balmumu heykeller ile çok iyi anlatmışlar, sadece 3 dirhem (yaklaşık 1,5 TL) giriş ücretini kat kat hakeden bir yer
Old Town a yakın olduğu içinde aynı gün gezilip görülebilir. Muzeden eski şehire yürürken altın dükkanlarına uğrayıp fiyat alabilirsiniz ama tavsiyem bir tanıdığınız ile buralara gitmek, yabancı olduğunuzu anlayınca Kapalışarçı esnafı gibi yüksek fiyat verebiliyorlar.
Eski Şehir ise küçük Eminönü gibi
Dubai metrosu çok kullanışlı ve 2 zone fiyatı 3 lira gibi, daha uzun kalacaklar Istanbul karta benzer bir kart alabilirler sanırım, biz 2 defa turist kartı kullandık.
Dubai de, kısaca JBR denilen Jumeriah Beach Residence is genellikle yabancıların yaşadığı, bir tarafı deniz diğer tarafı güzel restaurantların olduğu yürümesi keyifli bir sahil şeridi, hemen arkasındaki Dubai Marina da bu arada gezilebilir.
Daha önce çıkamadığım 829 metrelik dünyanın en yüksek binası Burj Khalifa nin seyir terasına bu sefer bilet alıp çıktım. eğer o anda girmek isterseniz 400 AED (yaklaşık 200 TL) istiyorlar, aman dikkatli olun, önceden planınızı yapıp şu siteden 100 + 5 toplam 105 AED ye biletinizi alın.
önceden almanız önemli çunkü yer kalmayabiliyor.
Bir hatırlatma da Burj Khalifa nin "at the top" girişi için, eğer metro ile gideceksiniz, metrodan sonra yaklaşık 15 dakikalık yürüyüş yapmanız gerektiğini unutmayın, hatta Dubai Mall adlı dünyanın en büyük (Dubai de sık sık duyulan dünyanın en .... cümlelerinden birisi) alışveriş merkezinin alt katından girmeniz gerekiyor, en yukarıya değil, 124. kata çıkarıyorlar.
Dubai'de taksi kullanabilirsiniz, fiyatlar çok uygun. uzun süre Dubaide kalıp Türk yemeği yemek isteyenlere ise Healtcare city deki Istanbul Flower'ı öneririm, lahmacunu kesin deneyin.
7 Mart 2012 Çarşamba
Seyahat-Tatil oncesi gerekli seyler listesi
Yabanci bir internet sitesinden bulduğum seyahat oncesi gerekli şeyleri, kendime göre düzenledim. Umarım işinize yarar...
10 Ocak 2012 Salı
Basel, Isvicre, 2010
Barcelonaya gitmek icin Baselden buldugumuz ucuz ucak biletleri sayesinde Basel'de yarım gün geçirdik. Couchsurfingden bulduğumuz Dominik, bize evini açtı. Kasımda, Basel cok soğuktu ve uyuduğumuz odada ısıtıcı yoktu :) ama en azından kafamızı sokacak bir evimiz vardı.
Baselde en aklımda kalan nokta, aşağıdaki fotoğraflarda görülen kilisede parti verilmesi. Gerçekten ben de inanamadım ama bir konser-parti afişini görünce ve Dominik bu partilerden birkaçına katıldığını söyleyince ikna oldum.
Basel'de küçük bir tur atıp, merkez kiliseyi, deniz kıyısını, parlamento binasını ve çevredeki dükkanları gezip döndük.
Basel şehri Isvicre'de olmasına rağmen Basel-Mullhouse havalimanı Fransa ülkesi sınırları içinde, havalimanından Fransa-Isviçre ve Almanya çıkışlarını kullanarak ilgili ülkelere gidebilirsiniz, Baselden havalimanına ulaşım belediye otobüsleri ile oluyor ve ana tren istasyonuna bırakıyor.
Baselde en aklımda kalan nokta, aşağıdaki fotoğraflarda görülen kilisede parti verilmesi. Gerçekten ben de inanamadım ama bir konser-parti afişini görünce ve Dominik bu partilerden birkaçına katıldığını söyleyince ikna oldum.
Basel'de küçük bir tur atıp, merkez kiliseyi, deniz kıyısını, parlamento binasını ve çevredeki dükkanları gezip döndük.
Basel şehri Isvicre'de olmasına rağmen Basel-Mullhouse havalimanı Fransa ülkesi sınırları içinde, havalimanından Fransa-Isviçre ve Almanya çıkışlarını kullanarak ilgili ülkelere gidebilirsiniz, Baselden havalimanına ulaşım belediye otobüsleri ile oluyor ve ana tren istasyonuna bırakıyor.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)