25 Temmuz 2012 Çarşamba

Monaco, Haziran 2012


3kmden biraz fazla uzunluğu ve 35bin kişilik nüfusu ile dünyanın Vatikan'dan sonra en küçük ülkesi, Avrupanın Dubai’sine Nice’ten 25 dakikada trenle 6€ ya ulaşmak mümkün. İlk izlenimimiz zenginlikti, lüks markalar, inanılmaz yatlar, arabalar, insanların giyim kuşamından etkilendik. Ayrıca bu küçük ülkenin yürümeye bu kadar elverişsiz olduğuna şaşırdık. Devamlı aşağı yukarı yürümemiz gerekti. Şükür ki ülkenin çeşitli noktalarında, sanırım toplamda 30 adet “halk asansörü” vardı da, daha da fazla yorulmadık. İlk hedefimiz Monaco ülkesinin başkenti Monte Carlo ve meşhur casino’ydu. Arabalardan hiç anlamayan ben bile Ferrari leri sokakta görmekten etkilendim.  










Buradan deniz kıyısına inip sökülmekte olan Formula1 tribünlerinden-marinadan geçip Oceanogrophique müzesine gelidiğimiz anda sağanak yağmur başladı.







15€luk girişi görünce girmekten vazgeçtik ve Mocao katedralini ve Mocano sarayının önünden geçip tekrar sahile indik.





Monacodan, Ventimiglia’ya, Fransa sınırındaki küçük italyan kasabasına gitmek üzere ayrıldık. Bu aynı zamanda, 1 günde 3 ülkede (Fransa - Monaco - İtalya) bulunmak demekti.

16 Temmuz 2012 Pazartesi

Nice, Fransa, 2012


THY'nin pinterest yarismasinda kazandigim tek kisilik bilete, 1 bilet daha ekleyip esim ile birlikte Nice havalimanina indiğimizde ilk günümüzü Cannes'da geçirmiştik. Ertesi gün pazardı ve sadece 1€ ödeyerek 200 nolu belediye otobüsü ile Nice'e geldik. hafta arası bu yol, otobüs şöförünün dediği üzere 2 saat sürebiliyor o yüzden tren tercih edilebilir ama biz hakkımızı yer yer deniz kıyısından yer yerde küçük köylerden geçen otobüsten yana kullandık.

Nice şehir turumuzu 2 farklı günde yaptık. İlk günümüz tramvayında geçtiği ana cadde olan Jean Medecinden deniz kıyısına yürüyüp, önce biraz doğuya sonra da marinaya (Le Port) a yapıp arka sokaklardan otelimize döndük.
Diğer günümüzde ise eski şehri ve tepedeki parkı gezdik.





























10 Temmuz 2012 Salı

St. Paul da Vence, Fransa, Haziran 2012


Nice sahil yolundan ilerleyen 400 no’lu son durağı Vence olan belediye otobüsü ile 1€ ödeyerek 50 dakikada ulaştık St. Paul’a yada St Paul da Vence
İlk duraklardan binmekte fayda var çünkü otobüs genellikle dolu oluyor ve ilerleyen duraklardan yolcu alınmayabiliyor.
Aslında St. Paul’ü kelimelerle anlatmak zor, bir tepeye surların içine kurulu bu küçük köy, manzarası, dar sokaklarındaki lavanta kokulu dükkanları, şirin lokantaları, çiçekli evleri ile bize çok hoş 2 saat yaşattı.