1 Kasım 2011 Salı

Amsterdam, Hollanda, Ekim 2011

Amsterdam Schipol havalimanı polisi çeşitli sorular sorarken ne yapacaksınız Amsterdamda dediğinde 1 dakika diyip, Lonely Planet haritası üzerinde çizdiğimiz turumuzu gösterince giriş damgasını vurdu :)
Amsterdam merkezde oteller pahalı olduğundan (avrupanın çoğu yerinde 49-59 € arasında olan Ibis bile 92 €ydu) şehrin biraz dışında, metro ve trene kısmen yakın olan 52€ luk HEM oteli tercih ettik. Pek temiz değildi ve odada cam açılmadığından havasızdı ama 1 gün idare ettik. Aslında Amsterdam toplu taşıma ve yolları biraz karışık, trenin hangi durağa geldiğini dışarı bakıp anlamak gerekiyor (ana istasyon hariç) ve tren çıkışında ne yöne gitmemiz gerektiğini anlayamadık, yönümüzü bulduk sandık ama 90 derece farklı yere yürümüşüz, bir otele girip nerde olduğumuzu ve HEM otele nasıl gideceiğmizi öğrendik ve zorda olsa oteli bulduk. Amsterdamı gezmeden yorulmaya başlamıştık. Otele eşyalarımızı atıp tren ile ana istasyona gelip yürüyüşümüze başladık. Amsterdam kanalları, kanal kıyısındaki evleri, kanal üzerindeki tekne evleri, bisikletleri, özgürlüğü ile tipik Avrupa kentinden farklıydı. Öncelikle dikkat edilmesi gereken, yol öncelik sırası, bisiklet-yaya-araba şeklinde, yürüyorsanız aman bisikletlere dikkat edin. Kanallar kenarında dolaştık, kilise karşısı seks shop lar, restoran yanındaki canlı porno tiyatroları, giyim mağazası yanında marihuana içebileceğiniz cafeler, kendini pencereden gösterip müşteri almaya çalışan fahişenin üst katında oturan sade vatandaş ile uçlar birbiri arasına girmişti. Beynimiz zorlanıyordu J ama en önemlisi insanlar saygılıydı.
İlk günümüzü ana tren istasyonundan geniş bir tur atarak Nieuwmarkt metro istasyonunda bitirdik. İlk günkü seçme fotoğraflarımız ise şöyle:























Restoranlar genelde pahalı olduğundan, otelimize yakın Lidl supermarketi bulup Almanya’dan bile ucuz fiyatlar ile akşam yemeğimizi sandviç-bira-şarap ile 5€ ya çıkardık :)
Ertesi gün saatimizi kurmadan kalkarak, sandviç-meyve suyu eşliğinde odamızda yapıp, otelden ayrıldık. Merkezin güneyi-müzeler bölgesine gidecektik bugün ve tamamen yürümeye karar verdik, otel ile müzeler arasında yer alan Vondelparkın bir ucundan diğerine çıktık ve VanGogh müzesi ve Rijkmuseum un içinde olduğu ve meşhur “I AmSterdam” harflerinin bulunduğu alana geldik. Müze fiyatları 14 € oldugundan pas geçip, kanal aralarından dün geçmediğimiz yerlerden geçtik. 17:30 da Amstel istasyonunun yanından EuroLines otobüsü ile Brüksele doğru yola çıktık. Otobüs 4,5 saat sürmesine rağmen kişi başı 18€ fiyatından dolayı tercih ettik ve Utrecht-Eindhoven ve Antwerp şehirlerinden geçtik. Hatta PSV Eindhoven Pjilips stadyumunun yanından geçtik. Tren opsiyonu da var tabi ki, 2 saat sürüyor ama kişi başı 42 € fiyatı.













Hiç yorum yok:

Yorum Gönder