30 Mart 2010 Salı

Orta Avrupa, 2009, Bölüm 2, Viyana

Prag için tıklayınız...

Akadaşlarımız Petr ve Blanka arabaları ile bizi Brno ya bıraktılar ve onlar işe biz ise tren istasyonuna ilerledik. Tren biletlerini daha önceden www.oebb.at internet sitesinden almıştık.
Viyana'ya geldiğimizde, daha önceden www.couchsurfing.com sitesinden bulduğumuz Marianne'in evine gitmek üzere otobüse bindik.
Otobüsten indiğimizde önce ters tarafa doğru yürüsekte (elde harita ile dolaşırken en kötü an, kesişim noktası bulunmayıp ters tarafa doğru yürümek oluyor, bir de metro çıkışlarında nerden çıkılacağı kestirilmiyor) yolumuzu doğrulttuk ve Marianne'e geldik. Bilmeyenler için couchsurfing sitesi, gönüllülük esasına dayanan, evini bir yabancıya açmak için oluşturulmuş bir platform. Üyelere, şu gün şehrinize geliyoruz, müsait misiniz diyorsunuz, evet diyen kişide konaklıyorsunuz. Sadece konaklamak değil şehirle ilgili soru sormak, bilgi almak, tüyo almak, şehri gezdirecek gönüllü bir kişi bulmak için de kullanılıyor.
İlk couchsurfing tecrübesi yaşadığımız Marianne, Viyana'nın en işlek alışveriş caddesi üzerinde bir sokak içinde 4 odalı bir evde oturuyor. Evine geldiğimizde, bize 1 oda - 1 mutfak - 1 banyodan oluşan kısmı verdi. Meyve suyu ikramından sonra (tabi bizde elimiz boş gitmedik lokum götürmüştük) anahtarlarımızı aldık ve dışarı çıktık.
Akşam üzeri saat 5 gibi dışarı çıktık ve merkezden biraz ters taraftaki Schönbrünn sarayına gitmeye karar verdik. 24 saat boyunca geçerli olan toplu taşıma kartı aldık ve Schönbrünn'e gittik ama 5 te kapanıyormuş, o yüzden giremedik. Metro da 3 aktarma yapmamıza rağmen (2şer istasyon ara ile) sitemi hemen çözdük.
Yakınlardaki bir markete giderek sandviç yapmak için malzeme aldık ve bira-cips alarak evimize :) gittik.
Ertesi gün ki bugün de Viyana'da kalıp sabah erkenden Budapeşteye gidecek trene binecektik tüm gün Viyana'yı gezmeliydik.
Turumuza dün giremediğimiz Schönbrünn'de başladık. Eğer 1 gün daha Viyana'da kalıyor olsaydık bu günü tamamen burada geçirebilirdik.
Bu güzel saraydan ayrılmak zor oldu ama önümüzde gidilmesi gereken birçok yer vardı.
Belvedere Sarayına giderken yolumuzun üzerinde Karlskirsche vardı.
Belvedere sarayıda Schönbrünn gibi etkileyiciydi.
Daha sonra günlük metro hakkımız bitene kadar genellikle metro ile geri kalan zamanda da yürüyerek Viyana turuna devam ettik.
Üniversite, müzeler, tarihi binalar, tiyatrolar ile Viyana tam bir sanat şehri.
Avusturya nüfusunun %10 unun Türk olduğundan daha önce bahsetmiştim, Viyana'da bunu fazlasıyla hissettik.
Alman döneri (dürüm içinde kuru kuru döner yerine güzel bir sos ile veriyorlar) yiyerek enerji toplayıp yolumuza devam ettik.
Gün içerisinde Schnitzel yemek için yer aradık ama hem zamanımızın az olması hem de pahalı olmasından dolayı yiyememiştik. Sonunda evimizin sokağında bir schnitzelci bularak hedefimize ulaştık :) restorandaki tek görevli arkadaşın Türk olduğunu belirtmeme sanırım gerek yok.
Her zaman olduğu gibi çok yorulduğumuzdan ve ertesi gün erken kalmamız gerektiğinden eve dönerek Marianne ile vedalaştık ve uykuya daldık.
Yarın Budapeşte macerası...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder